Amasya’da iki ay evvel turneden dönerken minibüsün TIR’a çarpması sonucu ağır yaralan Sergen Deveci‘nin, felç kalma riski olduğu ve bir yıldan evvel ayağa kalkamayacağı söylenmişti. Lakin oyuncu, ağır fizik tedavi seanslarının akabinde takviye almadan yürümeye başladı. Deveci, adım atmasının akabinde gözyaşlarını tutamadığı o anları ise takipçileriyle paylaştı. Amasya’da tiyatrocuları taşıyan araç kasım ayı sonunda kaza yapmıştı. Kazada minibüsteki yolculardan Özgür Karataş, Tolga Güleryüz ve Burak Topçu hayatını kaybetmişti.
İlk adımlarını attığı görüntüyü sevenleriyle paylaşan Deveci altına “Bazen baştan başlamak” notunu düştü. Ünlü oyuncunun tek başına yürüdüğü anlar büyük ilgi gördü. Deveci’nin görüntünün sonunda memnunluktan ağladığı dikkat çekti.
Sergen Deveci, geçtiğimiz yıl kasım ayında “Baş Belası” isimli tiyatro oyununun grubuyla geçirdiği kazada mevtten dönmüştü. Boynu kırılan ve omurilik yaralanması nedeniyle felç kalma riski yaşayan Deveci, kazadan sonra tedavi gördüğü Amasya’daki hastaneden ambulans uçakla İstanbul’a getirtilip, ameliyat olmuştu.
Kaza olduğu anda ayakta olduğu için başını aracın tavanına vurduğunu ve bu nedenle boynunun kırıldığını anlatan Sergen Deveci, kaza anı ve çabucak sonraki anlatmıştı.
Sergen Deveci, “Turnedeyiz, her fırsatta uyuyoruz. Ben de araçta uyurken, bir ses duydum; merak ettim ve ayağa kalktım. Tam o anda çarpışmışız. Ayakta olduğum için başımı üst çarpmışım ve boynumu kırmışım. Çok farklı, bir insanın boynunun kırılması ve hala bunu söyleyebiliyor olması… Bence mucize… Boynunuz kırıldığında bir şeyler yok oluyor. Birinci başta bende de o denli oldu, büyük bir sessizlik, sonra geri geldim. Boynum kırıldığında omuriliğim ziyan görmüş. Ben bunu bilmiyordum natürel, harikulade bir hissizlikle uyanmıştım.
Önce ayağıma bir şey girdi zannettim. O yüzden hissetmiyorum sanıyordum. Oysaki o sıra omuriliğim zedelenmiş. ‘En azından ayağımda yaralanma yok, sağlam’ diye düşündüm fakat o denli değilmiş. O sırada ben ayaklarımın hakimiyetini kaybetmiştim ve hastaneye kaldırılmışım. Kazadan sonra birinci uyandığımda birinci götürüldüğüm hastanedeydim. Uzun bir mühlet geçmişti. İşte o benim gidip gelme öyküm, aslında beni hastaneye kaldırmışlar. Elim kolum bağlanmış, acayip sırtım kaşınıyordu. Hemşireye yalvardım, ‘Ne olur sırtımı kaşıyabilir miyim?’ diye. Onlar da omurgam daha fazla ziyan görmesin diye elimi ve kolumu sabitlemişler tabii” demişti.
‘Felç kalabileceğimi internette yazılanlardan öğrendim’
İlk götürüldüğü hastanede çok riskli olduğu için ameliyatının yapılamadığını ve daha sonra Sıhhat Bakanlığı’nın ambulans uçağı ile İstanbul’daki özel bir hastaneye getirildiğini anlatan Sergen Deveci, “İstanbul’a transfer edilmem gerekiyordu ambulansla. Çok havalıydı sahiden. Sağ olsunlar, hava ambulansıyla buraya getirildim. Birinci kere kullandım, umarım bir daha kullanmak zorunda kalmam; hiç kimse kullanmaz. Dehşet olmadı bende, zira belirli bir müddet uzun bir mühlet bunun ne olduğunu tam olarak anlayamadım zati. Bir hissizlik var lakin, o denli ayağının üstüne oturmuşsun da ayağın uyuşmuş üzere bir hissizlik değil. Ne yaparsan yap bir türlü geri gelmeyen bir hissizlik… İstanbul’da hoş bir ameliyat yapıldı bana ancak ruhsal olarak çok güç. Sonradan öğrenmeye başladım ayrıntıları… İnanılmaz bir haber trafiği dönmüş bu ortada. Ben telefonu elime aldığımda felç kalma ihtimalimi internette yazılanlardan öğrendim. Sonra telefonlar gelmeye başladı, herkese durumu açıklıyorsunuz; ‘Felç mi kalacaksın?’ diyorlar, ‘Bilmiyorum, bakacağız’ diyorum…” biçiminde konuşmuştu.
‘Tekrar yürüyemezsem bir b planım da vardı’
Ameliyat sonrası sürecin kendisi için çok âlâ geçtiğini de kelamlarına ekleyen Deveci, birinci başlarda, “Tekrar yürüyemezsem ne yaparım?” diye düşündüğünü ve bir B planı olduğunu da kaydetmişti.
